Türkiye de İran - Turan Fitocoğrafya Bölgesi’ne ait bitkiler, İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde yer almaktadır. İç Anadolu Bölge­si, Suriye Çölü’ndeki bitkilerin çoğunu, Kuzey Irak, İran, Afganistan, Pakistan’daki bitkilerin önemli bir kısmını, Aral - Hazar çöllerinin (Turan Bölgesi) ve Batı Tienşan Bölgesi’nin kimi bitkilerini kapsamaktadır. Ayrı­ca, İran - Turan ve Sahra - Arabistan fitocoğrafya bölgeleri arasında uza­nan Kuzey Afrika Platoları’nın bitkilerini de içermektedir. Anadolu, İran -Turan Fitocoğrafya Bölgesi’nin kenar kısmını oluşturmaktadır. Nitekim İç Anadolu’da İran - Turan kökenli karakteristik bitkiler bulunmaktadır.


       Meteorolojik gözlem verilerine göre, İç Anadolu Bölge'sinin büyük bir bölümünde yıllık ortalama sıcaklık 8-12°C arasında değişir, yükseklere doğru sıcaklık daha da düşer. Karaçam ormanlarının bulunduğu dağlarda sıcaklık 6°C civarındadır. Kış devresinde özellikle Ocak ve Şubat aylarında ortalama sıcaklık 0°C’nin altında, yaz devresinde ise 20°C’nin üzerindedir.

       İç Anadolu Bölgesi’nin büyük bir bölümünde yıllık ortalama yağış miktarı 400 mm’nin altındadır. Bölgeyi çevreleyen yüksek alanlarda ise bu miktar 600 mm’ye ulaşır ve hatta aşar. Yıllık yağışın 2/3’ünden çoğu kış ve ilkbahar devresinde düşer. Öte yandan, yıllık yağış tutarlarında yıllara göre büyük oynamalar meydana gelir. Yağışın çok düşük olduğu yıllarda bölge âdeta çöl koşullarını yansıtıcı duruma gelir. Yağışın çok olduğu yıl­larda ise yan nemli iklim koşullan bölgeye egemen olur. Nitekim en düşük yağış miktarları Ankara’da 242 mm, Afyon’da 238 mm, Konya’da 150 mm olmuştur. Bu değerler, bölgenin zaman zaman çok kurak (çöl) ortam koşullarına kaydığını açıkça göstermektedir.

       Yağış etkenliği açısından değerlendirildiğinde, İç Anadolu’nun bü­yük bir bölümünde yan kurak iklim, çevrede ise yan nemli iklim koşullan egemendir. Yılın en az 3-4 ayı kurak geçer. İç Anadolu’yu çevreleyen yük­sek alanlarda bile yılın ortalama 2-3 ayında kuraklık koşullan egemendir.
İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde yağış ve sıcaklık rejimi yönünden kimi farklar olmasına karşın karasal iklim koşullan ege­mendir. Yazlan sıcak ve kurak olan alçak ova ve platolarda yazın tümüyle kuruyan otsu bitki topluluklan, özellikle bozkırlar egemendir. Bozkırlann üst kısmında ise nemlilik koşullannın nispi artışına bağlı olarak kurak­çıl orman sınıfına giren meşe, karaçam, ardıç topluluklan yer alır. Doğu Anadolu’nun doğu kesiminde ise, genellikle uzun boylu bozkır - çayırlar* dan oluşan topluluklar görülür.

       Bölgenin toprak özelliklerine bakıldığında, Tuz Gölü çevresinde çorak (halomorfik), İç Anadolu'nun plato ve/veya yaylalarında tarıma uygun olan kahverengi, kestane renkli topraklar (mollisol ordosuna yumuşak topraklar) ve yükseklerde ise bozulmuş yan olgun kahverengi orman topraklan (inceptisol ordosuna giren yan olgun topraklar) yer almaktadır. Toprak oluşumunda genellikle kalsifıkasyon süreci egemen olup toprağın alt katında karbonat birikimi görülür. Buna bağlı olarak da alkalen reaksiyon gösteren topraklar baskındır. Genellikle, mollisol, yani işlenen yumuşak toprak ordosuna giren ve çoğunlukla kuru tarım yapılan topraklar yaygındır.

       Yüksek dağların dışında, Türkiye’de İran - Turan Fitocoğrafya bölgesi 2 ana vejetasyon alanına ayrılmaktadır:

       1. Yaprağını döken çalı ve park görünümündeki ormanların oluşturduğu geniş bir çevre veya dış kuşak. İç Anadolun'nun çevresini kuşatan bu kuşak esas orman alanıdır.

       2. İç Anadolu'nun ağaçsız alanı gerçek bozkır olarak anılan İç Anadolu bozkırıdır, bu bozkır alanı Tuz Göllü çevresinde yer alır, ancak Eskişehir, Karaman, Niğde, S,vas e Çankırı'ya kadar uzanır. Diğer ağaçsız bozkır alanı Güneydoğu Anadolu'nun büyük bir bölümünü kaplamaktadır ve hatta Malatya yakınlarında, Erzincan'dan Erzurum'a , Gümüşhane'den Bayburt'a, Van Gölü'nden Aras Vadisine kadar olan alanlarda da yer yer görülür. Dağ bozkırı ise, Doğu Anadolu'nun yüksek alanlarında bulunur.

        İç Anadolu Bölgesi'nin orta bölümünde yüksekliği 1200 m'ye kadar çıkan alanlarda yazın kuruyan ot toplulukları (bozkır) ve daha yüksekte ise yarı kurak - yarı nemli koşulların belirlediği kurakçıl - kuru orman örtüsünün olacağı öncelikle söylenebilir. Nitekim bakı ve yükseklik koşullarına göre yer yer değişmekle birlikte, İç Anadolu'da 1000-1200 m'ler arasında bozkır, daha yüksek kesimlerde meşe ve karaçam toplulukları ve ormanları görülür.

        İç Anadolu ağaçsız bozkırında deniz yavşanı önde gelen türdür. Karakteristik türler ise şunlardır:

       Civanperçemi, neblul, küre çiçeği, soğutot, anaketeni, sarı kesen, hölmezotu, üzerlik, boz şavlak, tavşan bıyığı, kirveotu ve diğer birçok kılaç ile dikenli geven türleri. Tuz gölü çevresinde, İran veya Trans - Hazar ile akrabalığı olan holofitik vejetasyon da bulunur.

       Doğu Anadolu’da da İç Anadolu’da görülen karakteristik bozkır vejetasyonu vardır. Nitekim yavşan, Erzurum Pasinler - Horasan, Oltu - Narman havzalannda yer yer yaygın olarak görülür

       Doğu Anadolu dağlarında bozkır bromu çok yaygındır. Yüksekliğin artışına bağlı olarak dikenli, yastık biçimli bitkiler artar (geven, kardikeni, korunga). Kuzeydoğu Anadolu yüksek alanlarında farklı bozkır tipleri vardır. Özellikle kılaç ve dikenli yastık şekilli bitkiler önemli yer tutar. Bu alan, daha önceleri Avrupa - Sibirya bitkileri tarafından ele geçirilmiştir. Bugün bu bölgede bulunan sarıçam ormanları uygun ortamlarında yer alır. Günümüzde İran - Turan elemanları egemendir.

       Güneydoğu Anadolu'daki alçak plato, yayla ve ovalar tipik bozkırla kaplıdır. Bu alanlarda Suriye çöllerinde egemen olan mervent yetişir, Mezopotamya'nın kimi karakteristik türlerinden, bantof, gündüzgülü, gubel ve yabani adaçayı bulunur. Güneydoğu Anadolu düzlükleri ve ovalarında tarım yapıldığından doğal vejetasyonu yeteri kadar saptamak zordur.

       İç Anadolu’nun kuzey, batı ve güneyi, geniş bir kuşak halinde karaçam ile kuşatılmıştır. Buradaki orman kuşağı ile İç Anadolu bozkırının çevresinde yaygın halde meşeler vardır. Yer yer de karaçam ormanları meşelerle karışık  haldedir. Orman altı florasının çoğunluğunu İran - Turan kökenli elemanlar oluşturur. Bu İran - Turan çalıları, İç Anadolu’nun ku zey ve batısında mükemmel olarak gelişmektedir. Belli başlı meşe türle ri, özellikle kuzey ve batıda tüylü meşe, batı ve güneyde mazı meşesi ve saçlımeşedir. İç Anadolu’da yer yer topluluklar halinde katran ardıcı, boz ardıç, kokar ardıç, sakızlık, karamuk ve ağaççıklardan ahlat, çöğür armu­du, erik, badem, alıç vs. yer almaktadır.

       Doğu Anadolu’ya gelince, bu bölgemizin depresyonları bozkır ve dağları, yastık şekilli, dikenli türlerin yanında, çalı ve park görünümlü kuru ormanlarla yer yer kaplıdır. Park görünümlü kuru ormanları, ardıç ve yaprağını döken meşeler oluşturur. Belli başlı türleri, boz ardıç, mazı me­şesi, Lübnan meşesidir. Güneyde ise kara meşe, tüylü meşe, kül akçaağacı, bittim, nuhumda ve eyvaz bulunur.

       İç, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaygın olan meşeler ve bunların oluşturduğu ormanlar, bölgelerin ekolojik özellikleri hakkında önemli sayılacak bilgiler vermektedir. Başka bir anlatımla, meşelerin ekolojik istekleri birbirlerinden yer yer önemli ölçüde farklıdır.

       Nitekim tüylü meşe, İç Anadolu’ya özgü bir meşe türü olup, yan kurak koşullar altında yetişir. Kalın topraklı ve kuzey bakili alanlarda mü­kemmel büyüme gösterir.

       Saçlımeşe, toprak örtüsü kalın ve nispeten nemli ortamlarda yer alır, bu alanlarda çok hızlı büyür.

       Lübnan meşesi, İç Anadolu’da yetişen meşelerden çok Toroslar’ın nemli alanlarında ve İç Anadolu’ya bakan kuzey yamaçlarında, başka bir anlatımla, vejetasyon döneminde nemli hava alan yerlerde yetişir. Bu meşenin bulunduğu alanlarda, yıllık ortalama yağış 600 mm'nin üzerindedir ve karbonatlar topraktan önemli ölçüde uzaklaşmış.

       Pelit ağacı çok geniş bir yayılma alanına sahiptir. Toprak örtüsünün kalın veya yumuşak olduğu ana materyaller üzerinde ve yarı nemli alanlarda mükemmel yetişmesine karşın, tahribata uğrayan ve alanlarda da bulunur.

       Kara meşe, kışlan karlı ve soğuk geçen alanlarda yetişen bir meşe türüdür. Doğu Anadolu da Bingöl ve Pütürge dolaylarında çok yaygın olup, buralarda yıllık ortalama yağış 600 mm’nin üzerindedir ve hatta yer yer 1000 mm’yı de aşar. Ancak bu meşe, kuraklığa ve kış soğuklarına da oldukça dirençlidir.

       Tüm bu meşe türlerinin ortak özelliği, tahribatlara karşı son derece dayanıklı olmalarıdır. Kök sürgünleriyle mükemmel gelişme gösterirler. Özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da, hem yaşlı hem de kökleri can­lı olan meşelerin kökleri ve toprağın hemen üzerindeki gövde kısımları yaralandığında, hemen sürgün vererek canlanmakta ve hızla büyümekte­dirler. Esasen meşelerin hızla büyümeleri için, kök sürgünü yapacak şekil­de kesilmeleri gerekmektedir. Son yıllarda Orman Bakanlığı’nca, “eneıji ormanı kurma” çalışmalarıyla meşe ormanlarında gençleştirme ve bakım çalışmaları yapılmakta ve böylece, deyim yerindeyse son nefesini vermek­te olan meşe alanları kurtarılmaktadır. Bu alanlar birkaç yıl içerisinde meşe ormanı haline gelebilmektedir.

       İran - Turan bozkırına ait elemanlar, parçalar halinde Burdur, De­nizli, Kütahya ve Uşak dolaylarındaki depresyonlarda da bulunur. Bunlar büyük bir olasılıkla ikincil karakterdedir, yani doğal orman örtüsünün or­tadan kaldırılmasıyla yerleşmişlerdir.

Genellikle, Türkiye’deki İran - Turan Fitocoğrafya Bölgesi, Mezo­potamya dışında olasılıkla Trans - Kafkasya, Kuzey Irak, Kuzeybatı ve Batı İran ile doğrudan bağlantılıdır. İran - Turan ve Akdeniz fitocoğrafya bölgeleri. Güney ve Batı Anadolu’daki değme kuşağı boyunca, birbirleriyle karışmış durumdadır.

KAYNAK: http://www.turkeystree.com/

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar